/
/

Cumhuriyet ve Atatürk

Köşe Yazarımız Hande Ustamahmut’un 100’üncü Cumhuriyet Bayramı yaklaşırken kaleme almış olduğu Cumhuriyet ve Atatürk başlıklı köşe yazısını siz değerli okurlarımız ile paylaşıyoruz

Yayınlama: 20.10.2023
A+
A-
Hande Ustamahmut | Sosyolog & Yazar | torgazete.com Köşe Yazarı

    Cumhuriyet kelimesi, “Cumhur” kelimesinden türetilmiş ve halk, ahali anlamlarına gelmektedir. Cumhuriyet, halkın egemenliğini ve menfaatini esas alan bir yönetim biçimidir. Dolayısıyla cumhuriyetin temel parametresi halkın seçimlerine dayanmaktadır. Demokratik yapı biçimine en müsait olan yönetim biçimidir. Nitekim Atatürk’e göre “demokrasi prensibinin en asrî ve en mantıkî tatbikini temin eden hükümet şekli, cumhuriyettir” Atatürk’ün düşünce dünyasında cumhuriyetin izleri kuşkusuz çok öncelerde oluşmuştur. Henüz ikinci Meşrutiyetten önce Atatürk, saltanata son verilmesi gerektiğini belirtmiş ve demokrasinin elzem olduğunu vurgulamıştır. İmzalanan Berlin Antlaşması ile Sırbistan, Karadağ, Romanya ve Bulgaristan gibi balkan ülkelerinin kaybedilmesi Atatürk’ü harekete geçirmiştir. Zira Atatürk bu dönemlerde kurtuluş yolu için düşüncelere dalmıştır. Öğrenim yıllarında Rousseau okumuş ve düşünürün toplum sözleşmesi fikrinin Türk toplum yapısına uygun olduğunu düşünmüştür. Ancak Atatürk’ün fikirlerini önemsediği bir diğer kişi de Namık Kemal’dir. Bu yüzden zaman zaman Ali Fuat Paşa’ya Namık Kemal’in şiirini okumuştur. Şiir Atatürk’ün dudaklarından şu şekilde dökülmüştür:

    Felek her türlü esbab-ı cefasın toplasın gelsin,

    /

    Dönersem kahpeyim millet yolunda azimetten”

    Atatürk’ün cumhuriyet yönetimiyle ilgili olan fikirlerini Ali Fuat Cebesoy da aktarır. Cebesoy şu şekilde ifade eder:” Atatürk’ün 1902 yılında henüz Harp Akademisinin birinci sınıfında bulunduğu sırada Osman Nizami Paşa ile Osmanlı Devletinin geleceği üzerinde yapmış olduğu bir konuşmada Atatürk’ün batılı anlamda yönetimden bahsettiğini, İnkılap sözünü dile getirdiğini belirtmektedir.” Atatürk’ün cumhuriyet yönetimiyle olan bir diğer açıklaması da şu şekildedir: “ Millet zulüm ve istibdat altında mahvoluyor. Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve izmihlal vardır. Her terakkinin ve kurtuluşun anası hürriyettir. Tarih bugün biz evlatlarına bazı büyük vazifeler tahmil ediyor. Ben Suriye’de bir cemiyet kurdum. İstibdat ile mücadeleye başladık. Buraya da bu cemiyetin esasını kurmaya geldim. Şimdilik gizli çalışmak ve teşkilatı taarruz ettirmek zaruridir. Sizden fedakarlık bekliyorum. Kahhar bir istibdada karşı ancak ihtilal ile cevap vermek ve köhneleşmiş olan çürük idareyi yıkmak, milleti hakim kılmak, hulasa vatanı kurtarmak için sizi vazifeye davet ediyorum.”

    Kuşkusuz Atatürk’ün siyasal fikirlerinin oluşmasında pek çok faktörün etkisi mevcuttur. Zira Atatürk’ün nitelikli ve mesleğini layıkıyla yapan hocalardan eğitim görmüş olması göz ardı edilemeyecek bir husustur. Söz gelimi Atatürk’ün öğretmenlerinden biri olan Şemsi Efendi kürsü, harita, tebeşir, sıra, beden eğitimi gibi okul içi düzenlemeleri ilk uygulamaya koyan öğretmendir. Nitekim düzenlenmiş bir eğitim sistemiyle Atatürk’ün öğrenim görmüş olması onun akademik niteliğinin gelişmesinde önemli bir etken olmuştur. Diğer yandan Atatürk’ün Askeri Rüştiye’deki öğretmeni Mustafa Bey de Atatürk’ün yeteneklerini fark etmiş ve ona Mustafa isminin yanında Kemal ismini de uygun görmüştür. Atatürk’ün Askeri Rüştiye’deki Fransızca öğretmeni ise Nakiyüdin Bey ona şöyle demiştir: “ Sen bu Fransızcanın peşini bırakma” Dolayısıyla Atatürk’ün iyi derecede bildiği Fransızca, onun Fransız düşünürleri tanımasına ve eserlerine ulaşmasına olanak vermiştir. Bilhassa askerî, siyasî, ekonomik ve sosyolojik alandaki çalışmaları incelemesi, onun fikirlerinin şekillenmesinde itici güç olmuştur. Tüm bunların yanı sıra Atatürk’ün okumayı bir tutku haline getirmesi de önemli bir etkendir. Zira Atatürk’ün Kolordu Komutanı görevindeyken 49 günde okuduğu kitaplar şu şekildedir:” Namık Kemal “Osmanlı Tarihi”, Mehmet Emin Yurdakul “Türkçe Şiirler”, Tevfik Fikret “ Rubab-ı Şikeste”, George Fonsegrıve “Felsefe ve Alphonse Daudet’in Sapho’su”. Dolayısıyla Atatürk’ün  vatan, millet, hürriyet gibi görüşlerinin oluşmasında  Namık Kemal, Tevfik Fikret ve Mehmet Emin Yurdakul gibi isimler etkili olmuştur. Görüldüğü üzere Atatürk’ün cumhuriyeti bir zaruriyet olarak görüp ileri görüşlülüğünün şekillenmesinde pek çok etken mevcuttur. Dolayısıyla tarihler 29 Ocak 1921’i gösterdiğinde Atatürk şu konuşmayı yapmıştır: “Sultanlık korku ve tehdide dayanan bir idaredir. Cumhuriyet idaresi faziletli ve namuslu insanlar yetiştirir. Sultanlık korkuya, tehdide dayandığı için korkak, alçak, sefil, rezil insanlar yetiştirir. Aradaki fark bundan ibarettir.”

    KAYNAKLAR

    • Atatürk, Cumhuriyet ve Demokrasi Zekai Güner
    • Cumhuriyet Kavramı ve Atatürk’ün Cumhuriyet Anlayışı Neşe Çetinoğlu
    • Mustafa Kemal’de Cumhuriyet Düşüncesinin Doğuşu ve Cumhuriyet’in Nitelikleri Selçuk Duman
    • Atatürk’ün Düşünce Yapısına Etki Eden Unsurlar Sait Taş
    • Yakın Tarih İçin Anahtar Sinan Meydan

    /
    Yazarın Son Yazıları
    Bir Yorum Yazın
    Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

    Henüz yorum yapılmamış.